"Lev Nikolayeviç Tolstoy'un içinde yazdığı o evde –taş ek yapılardan biri tamamlanmış durumdaydı- büyük Tolstoy ailesi oturuyordu, diğer ek yapı ise dede tarafından nasıl yapıldıysa o halde kalmış, okul olarak kullanılıyordu, Lev Nikolayeviç o binada köylü çocuklarına ders veriyordu.
O mutlu yıllarda Lev Nikolayeviç okulda çocuklarla uğraşıyordu, bazen çocuklarla beraber dedesi zamanında kazılan büyük yapay gölün ortasına kadar yüzüyordu. Lev Nikolayeviç iyi dalardı. Suya girerken üşütmekten korkmazdı. Havluyla kurulanmaz, rüzgârda kururdu. Çocuklarla oynadığı bir oyun vardı; göle dalar, dipten kum alır, çocukların da aynı şeyi yapmasını isterdi.
Büyük yapıtlar yaratmış, uzun yaşamış bir yazarın biyografisini yazarken insan nasıl dalacağını, dipte nereden bir avuç kum alacağını bilmez; öyle ya, ne de olsa insan yapay bir göle değil de bir denize dalıyordur.
Bana öyle geliyor ki, dalmak ve Lev Nikolayeviç'in babasının evinde nasıl yaşandığına dair bir avuç anı çıkarmak gerekiyor. Yazacağım, nemli kum tanecikleri parmaklarımın arasından kayıp azalsa da yazacağım…"