Psikolojik destek almak için uçağa tavuskuşunuzla ya da tasmalı bir timsahla binmeyi düşünür müydünüz? Yirmi-otuz yıl önce aklımızdan bile geçmeyecek bu tür davranışlar bugün yaşanmakla kalmıyor, bunlara ilişkin düzenleme ve açıklamaların yapılması zorunlu hale geliyor. Peki neden?
Olivier Roy bu soruya yanıt ararken, davranışların zımni kabullerle belirlenmesi anlamına gelen kültürün aşılması ihtiyacına işaret ediyor. Dünyanın pek çok yerinde geleneksel anlamıyla kültür aşınır; edebiyatı, sanatı, düşünceyi kapsayan "yüksek kültür" de değerini kaybederken, kültür kelimesinin kullanım alanı genişliyor ve "iptal kültürü" gibi ifadelere rastlıyoruz. Giderek daha çok davranış apaçık ifade edilen normlarla düzenlenmeye çalışılıyor; genç kuşaklar woke denen, "duyarlılık yanlısı" bir tavırla yeni doğruları ve yanlışları gündeme getirmeye ve belirlemeye yöneliyor. Yazara göre eşzamanlı sayılabilecek dört hareketin bir sonucu bu da: 68'le birlikte başlamış kültür eleştirisi, internet teknolojisinin dünyanın büyük kısmını birbiriyle iletişime sokmuş olması, neoliberalizmle birlikte her türlü ilişkinin metalaşması ve ürünlerin, ilişkilerin yurtsuzlaşması, bu arada kitleselleşen göçler.
Kültürün krizi aynı zamanda insanın doğa içindeki ve gezegen üzerindeki yeriyle ilgili bir kriz. Dünyanın Düzleşmesi, yaşadığımız dönemi ve içinden geçtiğimiz dönüşümü anlamak ve yorumlamak isteyenlere kapsamlı bir çerçeve sunuyor.