''Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?'' Ne yalnızca çok gezen ne de yalnızca çok okuyan bilir. Bilmek için çok gezmenin yanında çok da okumak gerekir. Çünkü gezmek bir uygulamaysa okumak onun kavramıdır. Uygulama, deneme yanılmayla değil de önceki deneme yanılmaların, deneyimlerin sonucu olan kuramla gerçekleşirse daha başarılı olur. Örneğin, bir yeri gezmek sözkonusu olduğunda yalnızca o yere ilişkin yazılanları okumak o yeri tanımayı sağlamaz. Aynı biçimde o yere ilişkin hiçbir şey okumadan o yeri gezmek bakan kör gözlerle dolanmaktır.
Bir kenti gezmekse en zorudur. Çünkü kentler iktisat, kültür, sanat, ... gibi birçok olgunun iç içe geçtiği karmaşık yerlerdir. Bu yüzden bir kenti iyi bilebilmek o kenti farklı olgular açısından birçok sefer gezmeyi gerektirir. Buna koşut olarak o kente ilişkin çok okumayı da.
Bu kitap, kentleri ''Devrim Tarihi(leri)'' açısından tanıtan gezi yazılarından oluşmakta. Bu yönüyle alışagelmiş gezi kitaplarının ötesindedir. Ayrıca kentlere ilişkin simgeleri vermekle yetinmez, şiirsel diliyle devrimci imgeler de yaratmayı amaçlar.
- Mustafa Tabak