Ormanın kalbine bilinmezlerle dolu bir yolculuk...
Her kasaba kadar işinde gücünde iki kasabaydı Herdem taze ve Küpeçiçeği. Huzurlu bir düzen, adil bir iş bölümü ve çevreyle uyum içinde yaşardı insanları. Öyle sanırlardı, en azından. Derken, bir gece vakti, siyah bir akıntı sızdı toprağa. Onu ilk Ay gördü. Ardından, o dayanılmaz koku geldi. Onu da ilk Ay kokladı. Ertesi sabah, hiçbir insan mutlu uyanmadı. Hiçbir hayvan da bir daha o topraklarda uyanmayacaktı. Çünkü ormanın kalbi hastaydı...
Kimsenin fark etmediği karanlığı aydınlatacak iki ışığın, İpek'le Burak'ın yolculuğu da, işte böyle başladı...
Romanında hem doğadan hem de birbirinden kopmuş insanlara seslenen Aslı Tohumcu, bir gün bir şeylerin değişip düzelmesinde çocukların rolünün önemini hatırlatıyor.