Türk milletinin destan yazdığı bir dönemde, şiirde de zirve bir şahsiyet destan yazıyordu. Ayrıca yüksek karakterinin tüm özellikleriyle de şairliğine yakışır bir hayat sürüyordu bu zirve şahsiyet. Zira; Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim / İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim. diyordu bir dörtlüğünde ve devamında da şunları söylüyordu: Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek / Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek! Belki de bunun içindir ki bu milletin istiklalinin marşını yazmak ona lütfedilmişti. İstiklal Şairi'nin çileli hayatının şartları ne olursa olsun -bu şartlar nicelerini eğilmeye, bükülmeye, yolunu değiştirmeye zorlasa da- o doğru bildiği yoldan, haktan ayrılmamıştı: Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum? / Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Nitekim kimse çekememişti boynunu! Hayatı, istiklalini elinde bulunduran, bir başkasına devretmeyen birinin hayatıydı. O bir destan şair, büyük bir şahsiyetti. Bir destan gibi yaşadığı hayatı son anına kadar hep böyle kalmıştı.