-Bir mektup sana geldikten sonra gelmemiş gibi yapamazsın Kenan. Bir mektup sana ulaştığı anda senin mektubundur. Kaderinde başka bir hadiseye aldığın bilettir. Ve o kadar meçhuldür ki, kaderin yazıldığı defterden bir sayfa gibidir. Kim bilir ne yazıyordur içinde? Ölüm mü, savaş mı, davet mi?
-Bu kadar anlam yükleme Firdevs, alt tarafı bir mektup. Okumayıver.
Firdevs ona aldırış etmeden anlatmaya devam etti:
-Hayatta her an ne kadar savunmasızız değil mi? Yeni bir habere, bir sonraki gidişe. Okuyacağımız bir kitaba, izlenecek bir filme. Asla okumamış, izlememiş gibi yapamayız. Eskisi gibi olamayız. Hayat; ihtimallere açık çek gibi uzatılan mektuplardan müteşekkil değil mi? Baksana bu odaya girmek, bu adımı atmak, sana bu cümleyi kurmak bile bir sonraki anın davetini başka yöne çekebileceğim bir imkân değil mi?