Calder Cruz'a, bana uçmayı öğrettiği andan beri âşıktım.
Dağın tepesinden eteklerine kadar benimle yarışır ve çaresizce ihtiyaç duyduğum özgürlüğü bana verirdi. Beni anlardı. O, benim güvenli alanımdı.
Hadley, kız kardeşi kaçırıldığından beri kendi hayatını yaşamak için mücadele ediyordu. Beklentiler ve aile baskısının altında boğulurken, Calder daima onu anlayan kişi olmuştu.
Ta ki bir gece her şeyi değiştirene kadar. Bir anda en yakın arkadaşlardan iki yabancıya dönüşmüşlerdi.
Hadley, içimde yaşayan bir ateş gibi.
Her şeyin yanıp kül olduğunu sandığımda bile kemiklerimde hâlâ yaşayan korlar vardı.
Calder, en çok sevdiği insanları kaybetmenin eşiğinden dönmenin nasıl bir his olduğunu biliyordu. Böyle bir hatayı bir daha asla yapmayacaktı. İhtiyacı olan tek şey, itfaiye istasyonunda çalışıp kızlarıyla ilgilenmekti.
Ne kadar yanıldığını anlaması için tek bir an yetmişti; hayatı boyunca sevdiği kadını kaybetmeye çok yaklaştığı bir an.
Ancak uzun zaman önce içine gömdüğü korlar yeniden alevlenirken gölgelerde gizlenen birileri vardı. Ve bu alevi ebediyen söndürmek için ellerinden geleni yapacaklardı…