Gerçeklik diye adlandırdığımız bu dünyaya ait her şeyin, aslında yalnızca, duyularımızın hatalı yorumladığı bazı sanal yanılsamalardan ibaret olabileceği ihtimalini düşündünüz mü hiç? Yani hayatın da aslında bir tür simülasyon olabileceğini?
Bu, çok zorlamalı bir varsayım gibi görünüyor olabilir. Ancak aramıza karışmış, sessizce yaşayıp giden sıra dışı bazı insanların varlığı, simüle edilmiş bir dünya düşüncesini doğrular nitelikte. Tuhaf olan şu ki, bu insanların kendi sübjektif gerçekliği, bizim asla göremediğimiz fantastik bir dünyaya açılıyor ve ne sizin, ne de bir başkasının oralara gitme şansı yok gibi.
Düşleri Öldürmek, bu distopik dünyaya ait, 51 milyon psikoz vakasını temsilen, romanın kahramanı Atilla'nın, cehenneme dönen hayatını ve ondan geriye kalan kalan kırık dökük parçaları yeniden bir araya getirmek için verdiği destansı mücadeleyi anlatıyor.