Bu yazılanlar, tarif etmek amacıyla yazılmıyor ki, bir kanıt sunmak için yazılıyor. Aklımın, ruhumun içindekilerle ilgili bir kanıt sunmak için.
Evet, bir kanıt niteliğinde tüm bu cümleler.
Belki de bir tutanak, ya da, tutunak.
Evet, tutunak.
Tutunak.
Tutunacak bir dal değil, yanlış anlaşılmasın, bir tutunak.
Mert Çakırcalı, edebiyata aklının tutunaklarını bırakıyor.