Aliya İzzetbegoviç, gerçek anlamda bir halk adamıydı. Halkı, siyaset sahnesinde ona karşı ortaya çıkan rakiplere güvenmek yerine, İzzetbegoviç'e güvenmek gerektiğini hissediyordu. Halkın İzzetbegoviç'e verdiği güven, bir taraftan Bosna Hersek'in dış düşmanlarına karşı, diğer taraftan Bosna Hersek'in içinde savunma mücadelesi cephesinde, siyasi emelleri olan ve rakip olarak ortaya çıkan bazı kişiler için büyük engel teşkil etmekteydi. Aslında bunlar İzzetbegoviç'in kendisinden değil, halkın onun ahlaki ve diğer niteliklerine olan güvenlerinden ötürü rahatsız olmuşlardı. Bu kişiler, İzzetbegoviç'in ölümünden sonra ardında bıraktığı ve özgürlük, demokrasi, barış ve iyiliğin evrensel değerlerinin doğrulanması mücadelesinde ilham kaynağı olarak kullanılabilecek büyük entelektüel mirasının varlığından rahatsız olmaktadırlar. Bu kitap, Aliya İzzetbegoviç'in ardında bıraktığı entelektüel mirasının sadece bir bölümüne dayanmaktadır.