Mersin'in kenar semtlerinden birinde bulunan yıkık dökük tek katlı bir evin penceresinden sızan sarımtırak ışıklardan perdeye yansıyan bir insan silueti, elinde baltaya benzer bir cismi iki kez kaldırıp, indirir... Birden, bir kadının canhıraş feryatları, kör gecenin bağrına bir hançer gibi saplanıp; matemi sessizliğine karışıp, kaybolur...
Bir saat sonra.
Nöbetçi polis, bir adamın, elinde tuttuğu kanlı bir baltayı yerlere sürterek karakola yaklaştığını görünce, silahını doğrultup, ona dizlerinin üstüne çökmesini emreder... Olayı gören Başka polisler de yardıma koşup, adamı karakol amirinin odasına sokarlar...