"Temel amaç, bilgiden bilgi üretmektir. Öncelikle bu anlayış 'millî' olduğu için tüm bireyleri sürece katar. Hiçbir kimse ötekileştirilmez. Laiktir çünkü inançlar güvence altındadır. Hiç kimse inancını sorgulatmaz. Arkasında devletin yaptırım gücünü hisseder. Daha açık bir deyişle akıl, özgür olduğu için ve bu özgürlük devletin güvencesi altında olduğu için sorgular. Birey, bilgiyi sırtında değil elinde taşır ve bilgiden bilgi üretir. Dört bin yıldır tarih sahnesinde olmakla övünen ülkeler deve sidiğinden şifa umarken iki yüz yıllık geçmişi olan Amerika toplu iğnenin başından küçük bir bilgisayarı insan beyniyle bütünleştirmeye çalışan araştırmalar yapıyor. İşte iki eğitim anlayışının arasındaki fark."
Eğitim sisteminde yaşanan, imkân eşitsizliği ve mekanik öğrenme gibi zorlukların temelinde yatan sebepler nelerdir? Türk eğitim sisteminin temelleri nasıl atıldı? Bozulan eğitim sisteminin sosyolojiye, bireysel psikolojiye, öğrenciye, öğretmene hatta ülkenin kalkınmasına etkileri nelerdir?
Hayatını eğitime adamış bir öğretmenin kaleminden çıkan bu eser, bu soruların yanıtlarıyla birlikte çözüm önerileri de sunuyor…