İnsan düşünen varlıktır. Yaşadığı hayatı düzenlemek, değişiklikler, yenilikler yapmak, mevcut durumu olumlu yönde geliştirmek ve kısaca bulunduğu yere damgasını vurmak ister. Ancak o zaman mutlu olacağına, içinde yaşadığı ortama kolay uyum sağlayacağına inanır. İnsan, verilenlerle ve bulduklarıyla yetinmez. Güzelin daha güzelini, iyinin daha iyisini aramaya çalışır. Bu arayışın kendine, çevresindekilere zarar vermediği, aşırı hırs, bencillik ve tatminsizlik yaratmadığı ölçüde yararlı olduğu görülmüştür.
Düşünen insan, beğenileri ve eleştirilerini uygun bir dille, uygun bir ortamda ve uygun yerlere iletmesini bilen insandır. Bu, insani duyarlılığı gerektirir. Duyarlı olan insan hayattan zevk alabilen, kendisine ve çevresine katkı sağlayan insandır. Çevresindeki güzelliklerin farkında olur, onun oluşmasında etkisi ve katkısı olanlara müteşekkir olur iken, yanlışların düzeltilmesi ve olumsuzlukların ortadan kaldırılması için yapıcı katkı Sağlar. Kişilerin görevi; beğenilen, eleştirileri, karşıtlıklanyla yaşadığı çevreye nasıl bir katkı sağlayacağı konusunda her zaman duyarlı olmaktır.