Bu kitap, duygu-politika ilişkisinin günümüz toplumlarında giderek artan bir öneme sahip olduğu varsayımından hareket ederek, duygu-politika ilişkisinin niteliğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu çerçevede, duyguların insan yaşamında giderek daha fazla yer ve önem ifade ettiğini ortaya koyan pratikleri belirtmek yararlı görülmüştür. Günümüz dünyasında bireylerin maruz kaldıkları imajlar geçmişle kıyaslanamayacak düzeydedir. Bu imajların zihinlerden daha çok duyguları harekete geçirdiği gözlenmektedir. Zira günümüzün imajları salt politik süreçlerin örgütlenmesi çerçevesinde oluşturulan özelliklerin ötesinde bireylerin gündelik yaşamlarının örgütlenmesinin her aşamasında karşılaştıkları öğeler halindedir. Bu kitap, duygu ve politika ilişkisinin yeniden kavramlaştırılmasına duyulan ilgiyi harekete geçirmesi beklentisinden doğmuştur. Kavram ve sorun olarak, duygu-politika ilişkisini ortaya çıkarmak ve insan doğasının tekilliği özüne odaklanmaktadır. Bu açıdan duyguların politik alandaki oluşumu ve bu oluşumu etkileyebilecek temeller üzerinde durulmuştur. Bu sürecin işleyişinde: Siyaset Felsefesi ve Psikolojisi alanlarının yanında sosyolojik vurgulara kadar, nörobiyoloji, antropoloji, film ve sanat çözümlemelerine, geniş bir açıdan ele alınması konunun sınırlandırılması önemini ortaya çıkarmaktadır. Duygu-politika ilişkisini temeller, nedenler ve süreçler hakkında tarihsel ve güncel bir çerçevede açıklamak ana hedeftir.