Çocuklarınız yolculuklarda tableti bırakamıyor mu?
Yemek masalarında ekran mı var?
Ders çalışmak istemiyorlar değil mi?
Dişlerini fırçalamak zor geliyor mu?
Emniyet kemerlerini siz söylemeden takıyorlar mı?
Tüm bunlara ve daha birçoğuna çözüm bulmak ister misiniz?
Hem de en iyi bildiğimiz şey olan oyunlarla, çocuklarımızın dili olan oyunlarla.
"İlk insan oyun oynadı." der Huizinga.
Çocukluğumuz, hatta kimilerimizin yetişkinlikleri de oyunlarla geçiyor. Çocuklarımızı zaten biliyoruz, oyun onların hayatlarının bir parçası. Peki, o zaman bu kadar iyi bildiğimiz bir şey olan oyunları günlük işlerimizdeki sorunlarımızı çözmek için neden kullanmıyoruz?
Oyunların başardıklarını bir düşünün. Saatlerce tutuyor bizi, böylece zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz ayrıca çok da eğleniyoruz. Oyunların gücünü öğrensek, kendi sorunlarımıza, problemlerimize, hayatımıza entegre etsek. Hem eğlensek hem öğrensek, gelişsek, geliştirsek sizce de güzel olmaz mı?
İşte, bu kitapta çocuklarımızla onların dili olan oyun diliyle nasıl konuşabileceğimize cevap arıyoruz.
Haydi, o zaman! Çocuğunuz için, kendiniz için sayfaları çevirmeye başlayın.