Bugünüme gelebilmek için çok uzun ve zorluklarla dolu yollardan geçtim. Ben o yollarda çok düştüm, kalktım, yoruldum, çok yara aldım. Ama her şeye rağmen o yollarda düşmek de güzeldi. Çünkü orası düşmem gereken yoldu. Burası çok ince bir yer, çözdüğünüzde tüm geleceğinizi aydınlatacak bir denklem...
Acılarımla, hatalarımla, yalnızlığımla, sevilmişliğimle veyasevilmemişliğimle... İçimdeki öfke ve nefretle... Ben hepsiyle birbütünüm. Onlar beni ben yapan ve bugün ayaklarımın yeresapasağlam basmasını sağlayan şeyler. Ve biliyor musunuz?Hayat böyle daha güzel, daha sevilmeye değer.
Bütün sır kabullenmekteymiş meğer. Çünkü iyileşme, kabullenmekle başlar. O yüzden kendine kızmayı bırak ve kabullen tüm acılarını ve hatalarını. Senin sen olabilmen için hayatından böyle bir insanın geçmesi gerekiyormuş. Bütün mesele bugün burada iyi ki o yoldan geçtim diyebilmekte.
Bırak o kazandım sansın. Bunu söyleyebildiğin an, gerçek kazanan sensin. Hem de seninki onun gibi acizce bir zafer değil. Zafer sensin. Zafer, hayatından gelip geçen o insana rağmen bugün hâlâ içinde barındırabildiğin iyi niyet. Zafer, senin bugünkü umudun. Başarın. Zafer senin ondan kurtuluşun. Zafer, o ne yaparsa yapsın son nefesini verirken bile, kötülük yapıp da karşılığını almadığı tek kişi olarak aklına kalacak senin adın. O yüzden bırak o küçücük dünyasında
kazandım sansın. Bazı insanlar böyledir işte. Acizdir.
Ama unutma ki bunun adı hayat. Seni, asla dediğin o yolda yürürken gördüler. Onu da asla dediği o yoldan dönerken görebilirler.