Bürokratik hayatın tekdüze ve sıkıcı atmosferindeNu'mânEfendi'nin yegâne sığınağı kitaplarıdır. Derdini anlatamadığı yöneticilerle kıyaslandığında, yazdıkları onun gerçek dert ortağıdır. Kitap,Nu'mânEfendi için tüm sevincini ve üzüntüsünü rol yapmadan ve hiçbir bürokratik kibarlığa gerek kalmadan dile getirebildiğitekhayat arkadaşıdır. Yaşadığı maddî imkânsızlıklar nedeniyle evlenemeyenNu'mânEfendi'ninkitapları,onunsonraki nesillere yadigâr olarak bıraktığı çocuklarıdır. Bu kitabın konusunu oluşturanDestân,Nu'mânEfendi'ninTebriz'de müftülük görevi ile başlayan dokuz yılını anlattığıbelki deen anlamlı ve dokunaklı yadigârıdır.Nu'mânEfendi, bir şair değildir veDestân'ınışiir niyetiyle yazmamıştır. Onun yaptığı, dokuz yıllık süreçte yaşadığı olayları manzum olarakhikâyeleştirmektenve bunu sonraki nesillere bir ibret vesikası olarak hediye etmekten ibarettir. Eserin muhatabı olan bizler içinDestân, onun hayatı üzerinden döneminsosyo-politik ve dinî-kültürel yapısına sarkabilme fırsatı sunan bir tarih vesikasıdır. Burada hemNu'mânEfendi vardır hem de onun zihin dünyasının süzgecinden geçmiş bir Osmanlı fotoğrafı.