Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hatem-ül Enbiya Hz. Muhammed'le (SAS) sağlığında tanışma şerefine nail olan
(kesin sayısı bilinmemekle beraber) yüz binden fazla sahabî olmuştur. Bunlardan meşhur olanlarının İslam
coğrafyalarında birden fazla türbeleri vardır ki bu türbeler makam türbelerdir. Bu kitaba konu olan
Ebu Zerr el-Gıffarî'nin de Türkiye'de bilinen iki türbesi vardır. Bunlardan biri İstanbul Ayvansaray'da, diğeri de
Adıyaman'ın Ziyaret Çayı doğusunda, Payamlı (Ziyaret) Köyündedir. Adıyaman'da bulunan bu yere Osmanlılar
zamanında tarihi ve mimari bir türbe, türbenin yanına da küçük bir mescit yapılmıştır. Türbenin vakfiyesinde ise
çevredeki altı köy kayıtlı bulunmaktadır.
Yüzyıllardır çevre halkı bu türbeyi Ebu Zerr el-Gıfarînin türbesi zannı ve niyetiyle ziyaret etmekte, kurbanlar
kesmekte ve dileklerde bulunmaktadır.
Günümüzde de gelin konvoyları genellikle buraya uğrayarak fatihalar okumakta ve mutluluklarının devamı için
dileklerde bulunmaktadır. Sınava girecek öğrenciler, çocuğu olmayanaileler, psikolojik rahatsızlığı bulunanlar
tarafından çokça ziyaret edilen bu türbede zaman zaman kurbanlar da kesilerek yemekler pişirilip ziyarete
gelenlere ikram edilmektedir. Daha eskilerde tarikat mensuplarından bir kısmının burada çileye girdiği de
bilinmektedir.
Adıyaman'da hemen her ailede en az birinin adının Abuzer olması da bu türbeden dolayıdır. Benim babamın adı
Abuzer olduğu gibi üvey amcamın, Anne tarafından dedemin ve onun üvey kardeşinin adı da Abuzer'dir.