Eğer gerçek manada Kur'an'ı anlamak istiyorsak şunu iyi bilmemiz lazımdır ki Kur'an tarihin akışı içinde belli bir güzergahı takip ederek bize kadar ulaşmıştır. Bu güzergahın en başında bulunan kişi şüphesiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'dir. Kur'an'ın ilk muhatabı, ilk müfessiri ve ilk tatbik edeni O'dur.
Hz. Peygamber (s.a.v.)'den günümüze kadar Hadis, Tef-sir, Kelam, Tasavvuf gibi alanlarda çok sayıda alimin var olduğunu görmekteyiz. Temel amaçları Kur'an'ı hakkıyla anlamak olan bu alimlerin meydana getirdiği eserler İslam ümmetinin ilmî tecrübesinin ana güzergahını oluşturmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in şahsında Kur'an'ın hakikat-lerine ulaşmak isteyen kişi bu yolu yürümeyi göze almak durumundadır. Kur'an-ı Kerim'in en doğru şekilde anlaşılmasını sağlamak amacıyla usûl ve metotla ilgili bazı ilimler oluşmuştur. Bu ilimlere Kur'an ilimleri diyoruz. Esbab-ı Nüzul, Mekkî-Medenî, Nasîh-Mensûh, Muhkem-Müteşabih vb. ilimler önemli Kur'an ilimlerinden bazılarıdır.
Kur'an-ı Kerim'i doğru şekilde anlamak için Kur'an ilim-lerini iyi bilmek gerekir. Esbab-ı Nüzûl ilmi de Kur'an ilim-lerinin en önemlilerinden biri olup, İslamiyet'in ilk asrından bu yana Kur'an-ı Kerîm'in anlaşılmasında önemli bir ilim olarak değerlendirilmiştir. Bunun en temel sebeple-rinden birisi esbab-ı nüzûl ilminin olaylarla sebepler arasında sağlıklı bir rabıtanın sağlanmasını kolaylaştırması-dır. Olaylar ile sebepler arasındaki rabıtalar bilindiği zaman, ayetlerin kendi bağlamı içerisinde daha doğru bir şekilde anlaşılması kolaylaşmaktadır. Dolayısıyla Kur'an'ı tefsîr etme noktasında esbab-ı nüzûl ilminin rolü büyüktür.