Edebiyat, farklı kültürleri birbirine bağlayan en önemli sanat dallarından biridir. Milletlerin yakınlaşması ancak başka kültürlerin eserlerini tanımaları yolu ile gerçekleşebilir.
19. yüzyıldan itibaren globalleşme, hızlı iletişim ve 'dünya edebiyatları' (weltliteratur) kavramı sayesinde milletlerarası etkileşim artmıştır.
Evrensel edebiyat birliğinin kurulmasında önemli bir rolü olan 'Karşılaştırmalı Edebiyat', bu bağlamda, farklı kültürlerin birbirinden beslenerek büyümesi ve gelişmesini sağlar. Edebi eserlerin, dilsel ve biçemsel özelliklerini keşfetmeye yarayan'Biçembilim' çalışmaları da 20. yüzyılın başında aynı ölçüde önem kazanmış ve yeni bir edebiyat dalı haline gelmiştir. Edebi metinlerin, dil bilgisel veriler ve biçemsel analizler sonucu daha anlaşılır hale gelmesi ve okuyucuya eleştirel bakış açısı kazandırması biçembilim çalışmaları ile gerçekleşmektedir.
Edebiyatın bir başka önemli dalı olan 'Metinlerarasılık' sayesinde, 1960'larda edebi metinler, farklı kültürler ve dönemler iç içe geçmiş ve edebiyat çalışmaları zenginleşmiştir. Bir metnin kendinden önce yazılmış başka bir metni çağrıştırması, içerik olarak kesişmesi, öncül bir metni yansıtması ve ya benzeşmesi anlamına gelen metinlerarasılık çalışmaları ışığında, edebimetinler okuyucu-merkezli olmuş ve okuyucular, eleştirel düşünen ve sorgulayan alıcılara dönüşmüştür. Yeni kavramlar, yeni adlar ve yeni başlıklar olsa da, edebiyat dalında değişmeyen tek şey yeniliktir. Hiç kuşkusuz, bu sınırsız ve sonsuz serüvende edebi eserler sihirli bir yolgösterici gibi biz okuyucuları farklı dünyalara ve kültürlere taşımaya devam edecektir.