20. yüzyılda edebiyat tarihi öğretimi yanında, metin incelemesinin yeniden değer kazandığı bilinmektedir. Metnin yapı bakımından tahlili üslûp incelemesiyle bir bütün teşkil etmektedir. Bu iki çalışma tarzını birbirinden kesin çizgilerle ayırmak, teoride mümkün olsa da uygulamada bazı yanlış anlaşılmalara sebep olmaktadır.
Biz bu kitapla, edebî tenkit ile dilbilim arasında bir yer işgal eden metnin değerlendirilmesi için gerekli bir çalışma sahasının varlığını ve bu sahada faaliyet göstereceklerin çalışma tarzlarını sezdirmek istedik. Üslûp incelemesinin, bizde belâgat, Avrupa'da retoriğin kendi devirlerinde üstlendikleri bir görevi zamanımızın şartları içerisinde yerine getirmeye gayret ettiğini belirttik.
Üslûp incelemesi ile ilgili çalışmaların tarihî gelişmesini vermekten özellikle kaçındık. Çünkü bu, ayrı bir çalışma konusudur. Zamanımızda üslûp incelemesinde dilbiliminden gelen terminoloji kullanılmaktadır. Bu sebeple söz konusu terminolojiyi üslûpla ilgili yönleriyle tanıtmayı ihmal etmedik.