Yerleşim yerlerinin isimleri bir anlamda yaşanmışlığın belgeleri kabul edilmektedir. O yerleşim yerlerinde dünyaya gelenler böylesine bir kültürel kaderin paydaşlarından olmakta iken bazıları ondan beslenme karşılığında onu besleme görevi üstlenmektedir. Bu durum ekonomik, sosyal hususlarda olabileceği gibi geçmişi kaleme alma yönünde de mümkün olabilmektedir.
Efe Karyesi ya da zaman zaman kullanıldığı üzere Efe Sultan 1967 yılında dünyaya gözlerimi açtığım, Türklüğün ikinci anavatanı Türkiye'nin binlerce küçük ve sakin köylerinden birisidir.
Masa başı çalışmalarda, Osmanlıca metinlerdeki "Akka, Efse, Ak Sultan, Efe Seydî, Efe Seyit Sultan, Efe, Efe Köy, Efe Köyü, Efe Sukan" şeklindeki bir kısmı yanlış okunarak, tezlere, kitaplara ve arşiv kataloglarına yansımış fakat içeriğe erişimi kolaylaştırmıştır. Araştırmamızda yanlış okumalar dikkate alınmamıştır.
Araştırma konusunun özelliğinden dolayı Giriş öncesinde Efe Sultan araştırmaları ve araştırmacıları arasında dikkat çekenler hem sıralanmış, hem de bazı değerlendirilmelerde bulunulmuştur.