2000'li yılların başında şehirler yepyeni bir düşmanla tanışmak üzereydi. Kendilerine "cemaat" diyen bu düşman, devleti en ağır uykusunda yakaladı ve en derinlerine sızdı.
Kurumları ele geçirdiler, umutları yok ettiler, gencecik fidanları kırıp bu ülkenin öz evlatlarını itip kaktılar. Ama onlara "dur" diyecek birilerinin çağı da başlamak üzereydi. Kendilerinden daha adanmışlar, daha kıyıcılar ve en acımasızlar artık geri dönmüştü.
Birkaç iyi adam, yeni bir düşman ve dağlardan şehirlere taşan bir kavganın romanı...
"Acımak... Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun. Ben hayatım boyunca kimseye merhamet etmedim. Nasıl tasfiye edileceğinizi bilemem. Çünkü, yok etmek konusunda bu ülkenin görüp görebileceği en yaratıcı adamlarla karşılaşmak üzeresiniz. Tek bildiğim birer kukla olduğunuz ve kuklacı yok edilmeden bu perdenin kapanmayacağı gerçeği.
Kardeş olduğumuz konusuna gelince, biz Habil'in evlatlarıyız. Sizlerse başımızı taşla ezmeye yeminli Kabil'in torunları..."