Eğitim nereye gidiyor? Bu kadar hızın olduğu bir dünyada bizim ısrarla deftere, kitaba bağlı, dört duvar arasına sıkıştırılmış eğitim sistemlerinde ısrarımız, acaba boşa çaba mı? Teknoloji hayatımızın bir parçası, hatta zaman zaman bizler teknolojinin bir parçası haline geliyoruz. Kolay ve ucuz ulaşılabilir cep telefonlarına sığdırılmış global dünyanın tüm verileriyle yetinen ve okumaktan çok seyreden bir toplumda yeni bir çocuk ve genç tipiyle karşı karşıyayız. Okuyan, düşünen, değerlendiren insanın yerini, odaklanma süresinin giderek kısaldığı, gören/bakan/seyreden insanın aldı. Eğitim alanında çalışan herkesin, bu konunun üzerinde düşünmesi, yeni arayışlara girerek bu sisteme uygun yöntemler geliştirme zamanı çoktan gelmedi mi?
Son yıllarda uygulamaya yönelik yayınların artması, özellikle öğrenci merkezli, yapılandırmacı eğitimin sık sık dillendirilmesini, eğitimde oyunların, doğaçlamanın kullanılmasını, yaratıcı dramanın ve drama ile ilgili yayınların artmasını bu alanda çalışan eğitimcilerin, öğrencilerin dağılan dikkatlerini toplama çabası olarak da değerlendirebiliriz..
Bu çalışma öğretmenin el kitabı gibi düşünülerek kaleme alındı. Önerilen oyun, doğaçlama ve tiyatro çalışmaları ile ilgili örnekler elbette çeşitlendirilebilir, çoğaltılabilir. Bu biraz da grup liderinin, öğretmenin, hayal gücüne, mesleği ile ilgili öğrencileriyle kurduğu ilişkiye bağlı. Bu alandaki ihtiyaca cevap verme arzusu içinde kaleme alınmış bu çalışma, dilerim amacına ulaşır.