İmam Cafer Sadık (a.s) Mualla b. Huneys'e şöyle buyurmaktadır:
"Ey Mualla! Bir insan Rükün'le makam arasında yüzyıl boyunca Allah'a ibadet eder ve gündüzleri oruç tutup gecelerini namaz, ibadet ve duayla geçirip ve kaşları gözlerine inecek, boyun kemikleri göğsüne yüksünecek kadar bu hal üzere yaşlanır, ama bizim hakkımız konusunda cahil olup bizim konum ve makamımızı bilmezse hiçbir sevaba erişemeyecektir."
(Sevabu'l-A'mal ve İkabu'l-A'mal, s,s. 445; el-Mehasin, c.1, s.90 bab; 16, hadis: 40; Biharu'l-Envar, c.27, s.177, bab: 7, hadis: 24.)
Kur'an ayetleri ve sağlam rivayetlere dayanarak Ehl-i Beyt'i (a.s) tanımak, onalardan uzak kalmaya yol açan batıl hicaplarla perdelerin kalkmasına yarayacak; böylece o büyük zatların varlıklarının; sünnet, yöntem ve kültürlerinin etkisi insanın bütün yaşamını etkileyecktir.
Onların hayat sahnesindeki konumlarının anlaşılıp bireyin bunu yaşamına taşıyabilmesi ve o büyük zatları hayatının bütün boyutlarında kendisine örnek alınması, ancak onları hakkıyla tanıyabilmekle mümkündür.