Acı, ona ait duvarların ötesine hiç geçmedi. Hüznü kendi dört duvarı içinde yankılandı durdu. Ses geçirmez bir odası yoktu belki, fakat hepimiz gibi onun da acı geçirmez duvarları vardı. Acı geçirmez dört duvarın ortasında keyfince kurulmuştu. Ne kadar yalnız ne kadar çaresiz ve ne kadar garip! Her acı, mutlak surette bir odanın kaderine yazılmış ve elbette başköşeye kurulmuştur. İnsan… Acıların üzerine çöreklenmiş, emaneti gönüllü yüklenmiş ilginç varlık!