Araplar, üç talakla boşuyorlardı. Adam karısına: "Sen bir kere boşsun" dediğinde geri almaya en layık kendisi oluyordu. Eğer iki kere boşarsa yine aynı durum geçerliydi. Eğer üç kere boşarsa geri alma hakkı kalmıyordu.
Hac ve umre yaparlar, Kabe'yi tavaf ederler, Hacerülesved'e dokunurlar, Safa ve Merve arasında sa'y ederler, telbiye yaparlardı.
Arafat'ta vakfe yaparlar, güneş henüz canlıyken oradan ayrılıp Müzdelife'ye gelirlerdi. Kusay, Harem bölgesini gösteren yeri işaretlemişti. Arafat'a çıkanlar Müzdelife'ye geldiklerini anlamaları için üzerinde kandil yakılırdı. Allah burayı sınır olarak bıraktı. Bu sınırlarda vakfe yapılmasını emretti.
Müzdelife'de hediyeler sunarlar ve taş atarlardı. Haram aylara hürmet ederler, cenabetten dolayı yıkanırlar ve ölülerini de yıkarlar, kefenlerler, üzerine namaz kılarlardı. Cenaze bir sedyeye yatırılır, yakını ayağa kalkıp bütün iyiliklerini sayar ve kendisini överek "Allah'ın rahmeti üzerine olsun" der ve sonra defnedilirdi. Yüce Allah şöyle demiştir: "Onlar için dua et, zira senin onlara duan onlar için bir sükûnettir."