Elçi
Merdivenin bitimine birkaç basamak kala hemen karşımdaki odanın kapısının aralandığını gördüm. Yavaş ve sessizce ardına kadar açıldı. Cesaretle izledim, evin çürümeye yüz tutmuş tahta duvarlarından oluşan, rüzgâr cereyanı zannettim bu hareketliliği. Sonra ne olduğunu tam olarak göremediğim bir şey hızla odanın içinden çıktı ve holün diğer ucuna doğru ilerledi. Sanki beyaz renkliydi ama cismin insan mı yoksa hayvan mı olduğunu tam göremedim; gözlerim o şeyin hızına yetişemedi. Korkumun tetiklediği duygularla bacaklarımdan yüreğime doğru gezinen garip bir titremeyle tanıştım o an. Birden her şey karardı, içimde mayhoş bir boşluk oluştu ve başımda sert bir sızlama hissettim. Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama başaramıyordum. Tek hatırladığım şey, zorla araladığım gözlerimle, sağ ayağımın bedenime göre yüksekte olduğunu gördüğümdü...
Devamını Oku