Vücudumuzdaki organları kontrol eden periferik sinirlerin ellerde, ayaklarda, kulaklarda ve gözlerde sonlanan noktaları, yani iz düşümleri vardır.
Avuç içinde çok fazla refleks noktası vardır ve bu refleks noktaları bunlara karşılık gelen organlarda olabilecek aksaklıkları listeler.
Ellerin şekli, büyüklüğü, küçüklüğü, rengi, parlaklığı, dokusu ve çizgileri hep birer işarettir ve bireyin temel sağlığını, potansiyel hastalıklarını yansıtır.
Elden teşhis ilminde, gözlenen yaklaşık 18 el çizgisi vardır. Bu 18 çizgi, vücudun farklı sistemlerinin sağlığını yansıtır. Bu el çizgilerindeki anormal değişikliklere göre farklı sistemlerin sağlık sorunları hakkında bilgi almak (teşhis) mümkündür.
Bizler, avuçlarımızın içinde haritaya benzeyen çizgilerle doğarız. Ana hatları hemen hemen herkeste aynı olan bu çizgiler, kişiden kişiye farklılıklar gösterir ve gen haritamızı belirler.
Doğumdan ölüme kadar yaşadığımız travmalar, hastalıklar, organlardaki aksaklıklar ve işlev bozuklukları ilgili duyu organlarımız sürekli beyinle irtibat hâlindedir. Beynimizde duyu organlarından gelen uyarılar değerlendirilir, problem ve olaylar düşünülür ve çözülür. Öğrenme faaliyeti ve hafıza olgusu sağlanır; acıkma, susama, uyku, uyanıklık faaliyetleri ile kan basıncı ve vücut sıcaklığı düzenlenir. Ayrıca hormonların salgılanma zamanı belirlenir. İşte tüm bu işlevlerde bozukluk olduğu zaman beyinle irtibat daha sık olur ve oradaki otoyol aşınır. Otoyolun aşınması da hangi organda problem varsa o organın eldeki iz düşümünde çizgiler oluşturur. Ellerimizde artı, çarpı, yıldız, kare vb. şekiller görülebilir.
Elden hastalık teşhisini teşhis olarak değerlendirirken kişide hangi organın iz düşümünde belirgin çizgiler varsa o organda bir sorun olduğunu söyleyebilir, tahlil ve tetkik için kişiyi hekime yönlendiririz.