Şair, saçlarına güneş değmemiş kızların ve hep kayıtsız bir koşunun özlemini taşıyan gençlerin ülkesinde dünyaya gelir.
'Sanıyor musun ki öyle kolay vazgeçerim davamdan, öyle kolay ölür müyüm ben zafere ulaşmadan, elim kalem tutana dek şiir yazacağım' diyerek direnişe geçer.
Kabil'in Habil'i öldürdüğü günden beri yollardayım
Kanıyor yorgun parmaklarım
Dağda Güvercin yuvası buldum
Ve ağlıyordu iki yolcudan biri
Sırrını kimseye açmadım inan
Yanağına elimi koyup
Ant verdiğim o günden beri
Kabil dağa kaçtığı günden beri yoldayım
Her nerede asamı yere vurup
Diz çöktüysem
Yalnızlığın azizliğin bürünüp
Duaya durduysam
Orada
Dudaklarımın gerisinde
Bir ah kıvrandı
Dudaklarımın tel örgüsünde
Bir ah kanadı.
Gözyaşların avuçlarımda hatıra kaldı.
Buz tutmuş ağaçlar
Billurdan heykeller gibi
Ardımdan bakakaldı
Kabil'in Habil'i öldürdüğü günden beri yoldayım