Deniz rüzgârı kavurdu susuzluk gölgemi, aşkı düşen iflah olmaz sözlerin her dize kendine ağır geliyor. Hafifletici sebep kalmadı. Destansı yalnızlıkların oyunbozanı işaret dili… Alacakaranlığa bakıp geliyorum, zamansızlık gözümde fener alayı. Ellerinde taze gül kıskançlığı… Kendine çekidüzen veren huzursuzluk çıkmaz sokaklarda. Bir aydın dilekçesi buldum kendime, aşk ağır cezada yargılanıyor. Nöbetçi mahkeme tutanaklarında okudum. Ağır suçum çok sevmekten kaynaklı cebire teşebbüs şiir okumak. Güncesini yitirmiş tabletlere baktım. Kimsenin aklına gelmedim ama korku tünellerinden geldim. Dudağımda uçuk kaçık resimler neyin nesi? Kim gördüyse sorsun beni benden başka birine…