Mihnetten zevk almaya başladın mı, aşk yürürmüş damarlarında bir yol bulup.
İlk kez aşkın peşinden gidiyordu, bilmeden.
Yola çıkış hakikate ulaşmak için ilk adımdı.
En yükseklerdeydi işte...
Biliyordu, daha da yükseği vardı. Yerlerin ve göklerin sahibine ulaşmak için bekliyordu. Bir melek kanadında, bir su damlasında, adını zikretmişti her vakit. Biliyordu, O kulunu hiç bırakmazdı. Rüzgârın esintisi vurdu yüzüne, savrulan örtüsünü tekrar doladı başına ve o dem duydu en sevgilinin çağrısını kulaklarında. Yer sustu, gök dinledi; kuş oldu uçtu semaya...
Dr. Aslı kendisini dönüştüren ve hayatında bazı kırılmalara yol açan Kudüs yolculuğundan sonra eşiyle ve sosyal çevresiyle arasında açılan mesafenin etkisiyle yeni bir döneme girmiştir. Yaşadığı derin kayıp duygusuyla mesleğini dünyanın mazlum çocuklarına hizmet etmek için kullanmaya karar verir ve bir yola çıkar. Ancak öncesinde sahibine teslim etmek istediği bir emanet vardır.
Hz. Eyyûb ve Hz. İbrahim makamlarına, Urfa'nın manevi iklimine, Harran'a ve hayatının dönüm noktasına doğru giden yolculuk onu insanoğlunun yüklendiği en büyük emanetin bilgisine yaklaştırır.