Değerleme, iktisadi kıymetlerin belirli bir zamandaki değerinin belli bir para birimi cinsinden ifade edilmesidir. Değerlemeden beklenilen maksada göre iktisadi kıymetlerin değerleme tarz ve ölçüleri birbirinden farklılık gösterir. Örneğin, vergi matrahının tespiti için yapılacak bir değerleme ile ticari bilançoların tanzimi için yapılacak değerlemenin bazı ortak yönleri bulunmakla birlikte, usulleri ve şekli birbirinden farklı olabilir. Zira, ticari bilançolar için uygulanması gereken değerlemeye ilişkin esaslarla, vergi matrahının tanzimine dönük olarak hazırlanması gereken mali bilançolar için uygulanması gereken değerleme esasları, birbirinden farklı amaçlara yönelik olarak düzenlenmiştir. Aynı şekilde, Sermaye Piyasası Kanunu"nda yer alan değerleme hükümleri de, amaca uygun şekilde hazırlanan değerleme esaslarını içermektedir. Değerleme hükümleri, ticari bilançoların tanzimi ile ilgili Türk Ticaret Kanunu"nda, daha çok üçüncü kişilerin (ortaklar, müşteriler, satıcılar, çalışanlar, kredi verenler ve diğer gruplar) hak ve menfaatlerini koruma maksadına yönelik iken, mali bilançoların tanzimi ile ilgili Vergi Usul Kanunu"nda ise vergi matrahlarının tespiti amacına yönelmiştir. Dolayısıyla, değerleme işleminden beklenilen amaca bağlı olarak değerleme esasları da farklılık göstermektedir.
Bu çalışmanın konusu olan Vergi Usul Kanunu"na göre değerlemenin nihai hedefi, mali bilançoların oluşturulmasıdır. Kanun"da, mali bilançoların düzenlenmesinde vergi matrahının objektif esaslara göre tespitini mümkün kılacak, vergi alacağının hesaplanmasında mükelleflerin kişisel düşüncelerine yer vermeyecek, vergi matrahının mükellefler tarafından keyfi olarak tayin ve tespitini önleyecek ve mükellefiyette eşitliği sağlayacak esaslar benimsenmiş ve bu prensiplere uygun değerleme usul ve esasları belirlenmiştir.