Büyük fırtınalar, hırçın dalgalar, merhametinin kaybetmiş cümleler, kırgın gönüller, dargın bedenler,asık suratlar,gözlerime yüklemek istediğim günahlar ve o gözlerin sağanak iklimlerinden geçtim ben…
Zavallı ruhum,tırpandan çıkmış buğday başağı gibi adeta!
Hayatımda geçen her dakika belki de her saniyenin benden gittiği, uzaklaştığı gibi , buluttan toprağa düşüyor kar taneleri. Bende böyle değil miyim? Toprağa ulaşmak için bana ayrılmış zamanın dakikalarını, saniyelerini tüketen bir ben. Şimdi anneannemden bana kalan bir ahşap bordo renkte ki kadife berjere oturmuş dışarıdaki bu seromoniyi izliyorum. Lapa lapa kar yağıyor dışarıda. Gökyüzünün kopan gerdanlığı gibi kar taneleri aşağıya doğru sessizce süzülürken, geçmişimdeki yaşanmışlıklar gözlerimin önünden geçiyor. Kar taneleriyle birlikte anılarımda bir bir toprağa ulaşıyor.