Arap şiirinin temel konularından biri olan tasvir, cahiliye döneminden Abbasiler dönemine kadar, diğer konularda söylenen kasidelerin içerisinde işlenmeye devam etmiş, ancak Abbasiler döneminde bazı bağımsız tasvir şiirleri de söylenmiştir. Bu durumun Endülüs'te de devam ettiğini görüyoruz.
Endülüslü şairlerin, tasvir şiirleri de nadiren bazı kıtalarda ve kasidelerde başlı başına bir konu olarak karşımıza çıkmakta olup çoğunlukla başka konularla iç içedir. Çalışmamızın konusunu teşkil eden tabiat tasvirlerinin en çok iç içe olduğu şiir konusu gazeldir. Bu konu ikiliği, övgü, mersiye, sitem ve övünme şiirlerinde de görülür.
Endülüs'te tabiat şiirin gelişmesinde ve daha zevkli hale gelmesinde büyüleyici doğal çevrenin, lüks ve müreffeh yaşantının büyük bir rolü olmuştur. Şairler, bu göz kamaştırıcı doğal çevredeki köşk ve benzeri yapıları; bunların çevresindeki bahçe, bağ, havuz, ırmak ve su kanalları gibi gözü okşayan manzaraları; içlerindeki resim, nakış ve heykel gibi sanat eserlerini; içki meclislerini, gece sohbetlerini, şarkı, dans ve eğlence araçlarını; mum ve avize gibi aksesuarları; kilise ve benzeri mabetleri tasvir etmişlerdir. Bu arada sosyal hayatın çeşitli yönlerini ele almayı da ihmal etmemişlerdir. Bu çalışmanın amacı, Endülüslü şairlerin genellikle aşk, gazel, şarap ve şarap meclisi, övgü, mersiye, şikayet ve özlem şiirleriyle iç içe işledikleri, bazen de bağımsız kasidelerde ve kıtalarda terennüm ettikleri bahçe, çiçek, su, meyve, sebze ve kar gibi doğal manzaranın vazgeçilmez unsurları ile ilgili tabiat şiirlerinden örnekler vererek Endülüs'teki sosyal yaşantı hakkındaki bazı kesitlerin Türk okuyucusuna sunulmasıdır.
Çalışmada kişisel yorumlardan kaçınılarak bibliyografyada verilen kaynakların değerlendirmeleri esas alınmış, şiirler ve çevirileri ilgili başlıklar altında sunulmaya çaşılmış, çalışmanın hacmini aşmaması göz önünde bulundurularak şiirlerinden örnekler verdiğimiz şairlerin biyografilerine yer verilmemiştir.