İber Yarımadası'nın tamamına kısa bir sürede (711-714) hâkim olan Araplar, Endülüs adını verdikleri bölgede (bugünkü Endülüs olarak adlandırılan bölgeyi de kapsamakla birlikte İspanya ve Portekiz'in bulunduğu alan) hem çeşitli din, millet ve ırklardan insanlara barışçıl bir ortam sunmuş hem de bilim, sanat ve pek çok kültürel alandaki çalışmalara önem vermiştir. Arapların yaklaşık 800 yıllık (1492'de son bulan) hâkimiyetinde ortaya koydukları -Avrupa'nın aslında ilk Rönesans'ı sayılacak- yenilik ve gelişmelerin izleri bugün hâlâ hayranlık ve beğeni uyandırmaktadır. Birçok alanda bu derece başarılı eserlerin ortaya koyulduğu Müslüman Endülüs yönetiminde edebiyat alanında da göz ardı edilmemesi gereken edebî türler ve eserler bulunmaktadır. Endülüs'ün edebiyattaki gelişmesi, diğer alanlarda da görülebileceği üzere Doğu'yu (Bağdat, Şam, Kâhire vb. şehirlerden gelen âlimler ya da bu şehirlere giden Endülüslüler yoluyla) kaynak alır.
Arap Dünyası'nda risâle kelimesinin edebî bir tür olarak görülmesi ise Doğu'da dahi 8. yüzyıla rastlamaktadır. Ancak Araplar için yüzyıllar boyunca önemli bir nesir türü olan risâle sanatına bugünün Arap edebiyatı ya da Endülüs edebiyatı ile ilgili kaynaklarında yeterince yer verilmediği görülmektedir. Bu çalışmada ise Endülüs'ün fethinden yıkılışına dek süren dönem boyunca yazılmış edebî risâlelerin bir kolu olan ihvâniyyât (kardeşlik) risâleleri dil, üslup ve içerik açısından ortaya çıkan yenilik ve gelişmelerle birlikte ele alınmaktadır.
Bu çalışma bir giriş, üç ana bölüm ve bir sonuç değerlendirmesinden oluşmaktadır. Giriş Bölümü'nde risâle sözcüğünün anlamları, risâlenin edebî bir tür olarak ortaya çıkışı ve Doğu'daki Araplarda risâle yazımı hakkında bilgi verilmiştir.
İhvâniyyat türü risâlelerle konuları ve üslupları açısından bir karşılaştırmanın yapılabilmesi amacıyla Birinci Bölüm'de genel olarak Endülüs nesir türlerine örneklerle yer verilmiştir.
İkinci Bölüm'de çalışmamızın asıl konusu olan ihvâniyyât türü risâleler konuları bakımından alt başlıklar halinde sınıflandırılarak örneklerle incelenmiştir.
Üçüncü Bölüm'de ise ihvâniyyât risâlelerine verilen gerek yeni örnekler gerekse bir önceki bölümde verilen örnekler dil ve üslup açısından değerlendirilmiştir.
İhvâniyyât risâlelerinde diğer risâle türlerine ve aynı zamanda Doğu risâlelerine göre her bakımdan bulunan farklılıklar Sonuç Bölümü'nde ortaya konmuştur.