Endülüs sadece bir bölge değil, bir kültürdür. Farklı din, dil ve ırkların birarada yaşayabileceğine açık bir delil, farklılıkların toplumsal zenginliğe dönüştüğü bir vatandır.
Doğu kültürü Avrupa'ya Endülüs aracılığıyla girmiş ve ardında görkemli eserler bırakmıştır. Endülüs bu ihtişamını, ürettiği eserlerin zarafetine mi yoksa yüksek kültür öğelerinin Avrupa'ya geçiş kanalı olduğu gerçeğine mi borçludur? İslam dünyasıyla temasını nasıl sürdürmüştür? İklim, coğrafya ve dinlerin birbirine karıştığı İber Yarımadası'nın koşullarına ne ölçüde uyum sağlamıştır? Kendi değerlerini tüm topluma aşılayabilmiş midir? Avrupa'ya tam olarak ne kazandırmıştır?
Sahanın yetkin isimlerinden W. M. Watt ve P. Cachia bu sorulara tarihsel sürecin tüm detayları eşliğinde cevap arıyorlar. Endülüs Tarihi, Müslümanların 711'de heyecanla başlayıp 1492'de hazin bir şekilde sona eren, XVII. asrın başlarına kadar da türlü meşakkatlerle devam eden Endülüs serüvenini konu ediniyor.