Ekonomi biliminin bakış açısıyla, toplumunun temel niteliğini belirleyen, insanın üretim ile kurduğu ilişkidir. Endüstri toplumunda bu ilişki makineler aracılığıyla kurulur. Eş deyişle, endüstri toplumu makinelerle birlikte doğmuştur. Makineler öncesinde de, üretim aletlerle gerçekleştirilmekteydi. Fakat bunlar ilkel aletlerdi. İlkel aletlerin aksine, makineler, girdilerini nitel dönüşüme uğratan bir iç işleyişe sahip aletlerdir. Makinelerin hangi türden girdiyi hangi türden çıktıya dönüştürdüklerini belirleyen gelişme seyirleri, endüstri toplumunun da evrelere ayrılarak ilerlemesine yol açmıştır. İlk evrede, Endüstri 1.0'ı müjdeleyen buharlı makineler ısı enerjisini mekanik enerjiye dönüştürürlerdi. Çarkları çevirmek için ısıtılan su; bazen bir treni, bazen bir gemiyi hareket ettirirdi; bazen de bir dokuma tezgâhını çalıştırırdı. Endüstri 2.0'ı karakterize eden elektrikli makineler ise elektrik enerjisini mekanik veya bir başka türden enerjiye dönüştürürler. Elektriğin ve ardından üretim bantlarının sahneye çıkışı, üretimin hızını artırdı ve maliyetini düşürdü. Artık üretim bolluğu krizlerini yaşamak daha olasıydı. Endüstri 3.0 diye adlandırılan evre daha öncekilere benzemeyen makineyle tanışmamızı sağladı: bilgisayarla. Bilgisayarlar da elektrik ile çalışırlar ama enerjiyi değil bilgiyi dönüştürürler. Daha açıkçası işlenmemiş bilgiden, yani veriden kullanılabilir bilgi üretirler. Bilgisayarların önemli bir özelliği, verinin işleniş sürecinde, programları sayesinde kontrolü ele alabilmeleridir.