…Birbirinin kopyası hayatların hayhuyu içinde sorgulamadan yaşayıp giden doyumsuz ruhları ve bastırılmış arzuları ve yarım kalmış hülyaları ve engellenmiş duygularıyla dört duvar arasına sıkıştırılmış; yaşamadan yaşayan, daha doğrusu yaşadığını sanarak teselli bulan ve bir başka yaşamı düşleme gereği duymayan yüz binlercesinin tutsak çığlıklarını ruhunun derinliklerinde duyumsayarak, acı çekerek, çok acı çekerek düşlemek ve yazmak...
Mehmet Çifci, insanların, bilerek ya da farkında olmayarak birbirlerinden çaldığı yaşam enerjisini anlatıyor öykülerinde…