Engellilik sosyolojisi uzun yıllardan bu yana kavramsal, kuramsal ve yöntemsel tartışmalarıyla engellilik konusuna ilişkin önemli bilgiler ve bakış açıları sunmaktadır. Engellilik sosyolojisinin tarihsel kökleri Batı sosyolojisinde özellikle İngiltere ve Amerika'ya uzanırken Türkiye'de engellilik sosyolojisi 1990'lı yılların sonuna dayanmaktadır.
Engellilik sosyolojisinin gelişiminde tıbbi bakışın ve bu bağlamda tıbbi sosyolojinin katkısı ve bu katkıya getirilen eleştirilerle birlikte üretilen yeni görüşler engellilik sosyolojisinin bugün benimsediği dört ana noktayı dikkat çeker hale getirmiştir. Bunlar; 'engelliliğin bir gerçeklik olarak kabul edilmesi ve engel durumunun nötrleştirilmesi', 'sosyal sisteme / sosyal organizasyona eleştirel bakış', 'kapsayıcı sosyal sistemin önemi' ve 'hak temelli bakışın hakim olduğu sosyal adalet' olarak sıralanabilir.
Bir derleme eser olarak hazırlanan Engellilik Sosyolojisi Araştırma Yazıları kitabında engellilik olgusu, sosyolojik perspektif doğrultusunda kadın, aile, yeni medya, yeni toplumsal hareketler, kültür, kırsal yaşam, kent, dijital eşitsizlik, gençlik, etnisite gibi farklı konu başlıkları çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu bağlamda farklı yerleşim birimlerinde yaşamdan kültüre ve etnisiteye, toplumsal cinsiyetten aile ilişkilerine, gençlikten dijital dünyaya ve yeni medyadan sosyal hareketlere uzanan geniş bir çerçevede engelli bireylerin deneyim ve yaşantıları engellilik sosyolojisinin kavramları, kuramsal yaklaşımı ve metodolojisi kullanılarak ele alınmaktadır. Ayrıca her bölümde engellilik sosyolojisine ilişkin özgül konu başlıkları kuramsal olarak detaylı biçimde değerlendirilmekte ve ilgili konuda gerçekleştirilen araştırmaların bazı bulguları üzerinden kuramsal anlatının Türkiye'de yaşanan deneyimlerle örtüşme ya da ayrışma biçimleri incelenmektedir.
Böyle Engellilik Sosyolojisi Araştırma Yazıları kitabı Türkiye'de geliştirilmesine ihtiyaç duyulan engellilik sosyolojisi alanına katkı sunmayı hedeflemektedir.