"Leeson ikna edici argümanlarla ve çok farklı toplumlardan verdiği örneklerle, tersyüz edilmiş bir idarenin islevlerini ve bu gibi bir idarenin devlete kıyasla nasıl daha iyi sonuçlar ortaya çıkardığını göstermektedir. Tüm ekonomistler için etkileyici olan bu kitap, diğer pek çok kişinin de ufkunun genişlemesini sağlayacak."
Avinash Dixit, Princeton Üniversitesi
Elinizdeki kitap çeşitli makalelerden oluşmaktadır. Bütün makalelerdeki ortak motifse engelsiz bir anarşi fikridir. Ekonomi ve hukuk profesörü olan Peter T. Leeson anarşinin akla gelmeyecek örneklerini bulurken, çoğunlukla göz ardı edilen bir etkeni de hesaba katar. Bu etken, bugüne kadar uzaktan incelenmiş koşulların içinde varlıklarını sürdürmeye çalışan insanlardır.
Mevcut olasılıkların değerlendirilmesi sonucunda apılan mantıksal bir seçim, Peter Leeson'un diğer eserlerinde de başat bir unsur olarak karşımıza çıkar. Ancak Leeson mikroekonomik bir bağlama sahip olan mantıksal seçimin 10. yüzyılda Fransa topraklarından 13. yüzyıl Anglo-İskoç sınırına; 17. yüzyılda denizlerden günümüz Somali'sine uzanan; ihtimal dahi vermeyeceğimiz tarih ve coğrafyalardaki tezahürlerini önümüze koymaktadır.
Leeson'un ifade ettiği gibi, normalde alay konusu olabilecek bir yaklaşım, yani sosyal bir düzenin merkezi bir idare olmadan da sağlanabileceği düşüncesi, elinizdeki kitapta görmezden gelinemeyecek bir şekilde örneklendirilmiştir. Mantıksal seçim toplumsal bir sözleşmeyi gerektirir ancak toplumsal bir sözleşmenin sağlanabilmesi, devletsiz de başarılabilir.
Zygmunt Bauman: 1925'te Polonya'da doğan Bauman sırasıyla faşizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi eleştirel bir mesafeyi koruyarak yaşamış ve hiçbir zaman bağımsız entelektüel kişiliğinden taviz vermemiştir. 1968'de Polonya'dan sınır dışı edilmesinin ardından İsrail'e, oradan da Leeds Üniversitesi Sosyoloji Kürsüsü'nün başına geçmek üzere Britanya'ya gitmiştir. Bu görevini 1971-1990 arası sürdüren Bauman, ilk yıllardan itibaren hemen her konuda sosyolojik bakışın çerçevesini genişleten eserler vermiştir. Bauman genellemeleri seven bir yazardır; ama yöntembilim ve kavram tartışmaları yerine doğrudan toplumla ilgilenir. Eserleri bir sorun ve teşhis etrafında döner. Bu anlamda Britanya geleneğinden kopar. Göçmenliği, öncelleri K. Mannheim, A. Löwe, N. Elias gibi ona da, ampirik ve pragmatik bir geleneğin şekillendirdiği ada kültürüne dışarıdan bakma imkânı vermiştir. Ayrıca onlar gibi, hakikat ve ahlakı sosyolojiye taşır. Bauman kültür ve iktidarın çözümlemesine özel önem vermiş ve bu çerçevede toplum, ideolojiler, milli kimlikler, devlet, ahlaki seçim, modernizm ve postmodernizm konularını ele alarak sosyolojiye yeni bir soluk getirmiştir. Uzun yaşamına pek çok değerli çalışmayı sığdıran Bauman, 9 Ocak 2017'de hayatını kaybetti.