Yüzyıllarca büyük güçlerin gölgesi altında, çoğunlukla da aşağılamalara ve alaylara maruz kalarak varlığını sürdüren Mısır, Sedat döneminde, kaynak yetersizliği, verimli toprakların kısıtlı oluşu ve her yıl neredeyse bir milyonluk bir artışın görüldüğü, hızla büyüyen bir nüfus gibi muazzam, hatta çözülmesi neredeyse imkânsız sorunlarla boğuşuyordu.Cumhurbaşkanı Sedat, bu büyük sorunlarla uğraşırken Yahudi devletiyle barış yapmak için kökleri çok eskilere dayanan bir tabuyu yıkmanın çaresine bakması gerektiğini fark etti. Çünkü diğerlerinin aksine Sedat, yurttaki sorunların çözümüyle, İsrail'le barış yapmak arasında bir bağlantı olduğunu görmüştü.Başkalarının tereddüt ettiği yerde, o cesurca davrandı. Kudüs'e gitmek için bütün danışmanlarını ve en yakın dostlarını şaşırtmayı göze aldı. Koskoca Sovyetler Birliği'ne meydan okumaya cesaret etti. İsraillileri alt etmek için Süveyş Kanalı'nın karşısına bir saldırı başlattı. Ve bütün Arap dünyası hayret ve kuşku içindeyken, Enver Sedat Yahudi İsrail Devleti'yle kalıcı bir barış yapmaya cesaret etti."Joseph Finklestone, birinci el kaynaklardan hareketle bir Enver Sedat portresi çiziyor; bu aynı zamanda Orta Doğu'nun da bir portresi...