Hz. Âdem'in iki oğlu olan Habil ve Kabil arasında bir anlaşmazlık oldu ve Kabil, Habil'i öldürerek kaçtı. Kabil'in soyu ilahi tebliğden uzak bir şekilde yaşadı ve türedi. Habil soyu dünyayı imtihan yeri olarak bilip vadedilen cennete gidebilmek için hem dünya yaşamları, hem ahiret yurdu için çalıştılar. Kabil soyu ise ahiretteki cenneti umursamaz oldular ve dünyayı tek cennet olarak bildiler, onun için çalıştılar. Habil soyunun Allah'a yakarır hallerini küçümsediler, aşağıladılar, onları zavallı mahlûklar olarak bildiler. 'O halde' dediler, 'sizin bu dünyadan nasibiniz yoktur. Dünya bütün nimetleriyle bizimdir. Siz de bizim kölelerimizsiniz.' Sonra dünyayı sömürdüler, karşılarına çıkanları da öldürdüler, yok ettiler.
Nefisleri ne istiyorsa onu yaşadılar. Kendilerince dünyayı imar ettiler. Bir düzen kurdular. Bu düzene "Medeniyet" dediler. "Cahiliyet" demediler.Her türlü ilerlemeyi ve gelişmeyi de kendilerine mal ettiler. Oysa "Bilim" tüm insanların ortak değeriydi.Bu kitapta; başlangıçtan günümüze "Bilimin Tarihi"ne doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.
Batı Medeniyeti ve İslam Medeniyeti'nin mücadelesine tanıklık ediyor, Müslümanların bilimde ulaştığı noktaları, duraklama ve gerilemeye doğru savrulduğu zamanları ziyaret ediyoruz.Gerilemenin dünyaya neler kaybettirdiğini öğreniyor, ilerlemenin nasıl olacağı konusunda çözümler arıyoruz.Kötülüğü sona erdirmek bizim elimizde.
Aksi halde burası;Kabiloğullarının Cenneti olmaya devam edecek. Kimilerinin de Cehennemi.