Bir toplum işgal edilince çökmez, ama ahlaki yapı dejenere olunca o toplum içten içe çürür; kimliğinden ve kişiliğinden uzaklaşır. İfsat edici fitneler bizi ve neslimizi kuşatmadan önlemler almamız gerekiyor. Bu çerçevede çocuklarımız ve sonraki nesiller için neler yapabiliriz?
Sempozyumumuzun ana başlığını bu duygularla ve bu soruların cevabını bulmak amacıyla belirledik. Bireyi, aileyi, toplumu ve çevreyi bir bütünlük içerisinde değerlendiren bir yaklaşımı yakalamak istiyoruz. Hedefimiz; erdemli insan, erdemli aile, erdemli cemaat ve erdemli bir toplum. Bu hedefimize yürürken, yürüyüşümüzü bilgi temelinde şekillendirmek istedik. İslam'ın; korumamızı emrettiği temel değerlerden biri ailedir. Aile, aslında hayatımızdaki en ciddi mukavemet unsurudur. Ailenin çözülmesi temel birçok sorunun ortaya çıkmasına neden oldu. Artık insanın çamur boyutu daha ön planda. Bedenlerimiz, fiziki varlığımız hayatın kıblesi ilan edilmiş durumda. Kadın için anne olmanın intihar ve tükeniş kabul edildiği, babalık kavramının sadece hayatı idame için bir tedarikçiye dönüştüğü böyle bir ortamda, bu anlayışın değişmesi için her birimize büyük sorumluluklar düşüyor. Aslında bu durum, Anadolu Buluşmalarının neden ailece olduğunun da cevabını veriyor.