"Solcu bir işkence mağdurunu savunurken bölücü örgüt üyesi, türbanlı kızın hakkını savunurken irticacı, travestiyi savunurken ahlâk düşmanı ilan edilirler. Bir yere kaçmazlar. Hep burada, inadına vahşetin menzilinde dikilirler."
Yıldırım Türker'in Keskin Bir Hayat'ın önsözünde çizdiği bu "insan hakları savunucusu" portresi, herkesten çok Eren Keskin'e uyuyor.
Bircan Değirmenci'nin çalışması, Eren Keskin'in insan hakları mücadelesinin her cephesinde süren hayat hikâyesini kat ediyor. Mutlu bir çocukluk geçirmenin armağanıyla başlayan, bütün mağdurlarla dayanışmanın, her haksızlığın, insan onurunu zedeleyen her şeyin karşısına dikilmenin sorumluluğuyla yaşanan bir hayat… Faili meçhul cinayetlerden, katliamlara, cinsel şiddet görenlere, Ermeni meselesine, "herkesin avukatı" olma bilinciyle yürütülen bitimsiz bir hakikat ve adalet uğraşı… Baskılar, karalamalar karşısında dostluklarla sağalarak…
Eren Keskin'in "insanlık kahramanlığına" örnek hayat hikâyesini sunan Keskin Bir Hayat, aynı zamanda Türkiye insan hakları hareketinin yaklaşık otuz yıllık bir döneminin muhasebesidir.