Ergoterapistler, özellikle okupasyonel eşitsizliğin, engelliler, yaşlılar, evsizler, kültürel ve dini azınlık grupları, işsizler, mahkumlar, madde kullanım bozukluğu olan kişiler ve mülteciler gibi savunmasız grupları daha çok etkilediğini dikkate alırlar ve katılım için çözüm yolları oluştururlar. Çocukların sosyal ve ruhsal sağlığının desteklenmesi gelecekte ergoterapistler için önemli bir görev olarak görülmektedir. Bu bağlamda ergoterapistler için yeni roller arasında sosyal becerileri geliştirme ve farkındalık geliştirme eğitimleri vermek, yaşam koçluğu yapmak, okupasyonel adaletsizliklerden etkilenen dezavantajlı gruplar için aktivist olarak çalışmak sayılabilir.
Ergoterapi teorisyenleri ve uygulayıcıları, bilimin yapı taşları, yapıları, ilkeleri ve doğasını açıklayan, felsefi varsayımlarla desteklenen, teoriler ve kavramsal modeller oluşturmuşlardır. Teoriler, kavramsal ve uygulama modelleri sağlık ve okupasyonel performans ile ilgili olarak insan davranışını açıklamakta, tahmin etmekte ve bakış açısı kazandırmaktadır. Uygulama modelleri ışığında ergoterapide farklı yaklaşımlar geliştirilmekte ve kanıt temelli araştırmalar gün geçtikçe artmaktadır.
Bu kitapta, Ergoterapi alanı için günümüze ve geleceğe rehberlik edecek bilgi ve deneyimler paylaşılmıştır.