Maria Montessori eğitimin, öğretmenlerin çocuklara sözcüklerle anlattıklarından daha çok çocukların fiziksel ve sosyal çevrede geçirdikleri yaşantılarla gerçekleşebileceğini belirtmektedir. Bu bakış açısı öğretme-öğrenme sürecinde çocukların yaşayarak öğrenebilecekleri bir öğrenme çevresini gerekli kılmaktadır. Bu öğrenme ortamı çocukların etkili hareket edebilecekleri bir fiziki ortamı gerekli kılmasının yanında çocukların oynayarak, aktif olarak katılarak, yaşayarak öğrenebilecekleri yöntemleri gerekli kılmaktadır. Bu yöntemlerden biri de yaratıcı dramadır. Yaratıcı drama çocukların öz güvenlerinin gelişmesini, düşün dünyalarının varsıllaşmasını, düş güçlerinin gelişmesini, eğlenerek etkili bir öğrenme deneyimi yaşamalarına olanak sağlayabilmektedir. Erken çocukluk döneminde de çocukların fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimi açısından yaratıcı drama oldukça etkili bir yöntem olarak görülebilir. Bu dönemde çocukların oyun döneminde oldukları göz önüne alındığında bünyesinde oyunsu süreçleri barındıran yaratıcı dramanın önemli bir işlevi göreceği söylenebilir. Bu kitabın bu yönüyle erken çocuklukta görev alacak olan değerli öğretmen adayları, bu alanda görev yapan okulöncesi öğretmenleri ve drama alanında çalışan drama eğitmenlerine teori ile bütünleştirilmiş uygulama örnekleri sunması anlamında katkı sunması beklenmektedir.