"İnsan için tüm amaçlarını susuzluktan çatlamış dudaklara ve tüm yaşamı bir çeşmeye dönüştüren bir armağandan daha büyüğü yoktur kuşkusuz. Benim şerefim ve ödülüm işte bu armağanda yatıyor. Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem, diri suyun kendisini susamış bulmamda…"
Yıllar boyu kendisine yurt olan kentten ayrılırken, Ermiş'ten geridebıraktığı halka hitap etmesi istenir. Kent halkı ona aşk, evlilik, suç,ölüm, güzellik ve daha pek çok konuda sorular yöneltir. Aldıklarıkarşılık, hoşgörü ve sevginin biçimlendirdiği bir insan yaşamıüzerine hazine değerindeki öğütlerdir. Haklıyla haksızın, suçluylasuçsuzun, dimdik ayakta duranla düşmüşün aslında aynı insanolduğu bir yaşamdır bu…