Anadolu insanlarında aile bağı ve akrabalığın çok önemli olduğu bilinmektedir. Bu bağ kadınlarda daha da güçlüdür. Aile bireylerinin ölümleri, gurbete çalışmaya gitmelerine en çok kadında ayrılık ve hasret acısı bırakır. Hikâyelerimiz 1920 – 1960 yılları arasında geçiyor. O yıllarda birçok hastalıkların tedavisi mümkün olmadığından genç yaşta kayıplar olmaktaydı. Özellikle Eşa Fatê Mastê öyküsünde salgın hastalıklar nedeniyle genç yaşta ölen insanlar okurlarımın da dikkatini çekecektir.