1950'lerin Türkiye'si…
Halkçılarla Demokratlar karşı karşıya geldiklerinde, zorlukla ayakta duruyor -henüz- bebek demokrasi. Vatan Cephesi, Tahkikat Komisyonları, korkular, bölünen halk… Bir yanlış birçok doğruyu götürüyor.
Ege kasabalarından birinde, henüz gelecek düşleri olgunlaşmamış İstanbullu bir yabancı…
Yaşadığı yere dâhil olma savaşı veren bir kaçak, kendine sürgün… Bu kasabada zamanın iplerini ağır ağır dokuyarak, arkasında bıraktığı hayatın tam ortasında yuvalanan karanlık ve kirli boşluğu önüne taşımadan ilerlemek istiyor…
Sahneye gerilmiş ince bir perdenin ardındaki döneme ışık tutan Gönül Çatalcalı, perdenin önünde büyük bir aşkı, ürperten heyecanları ustalıkla aktarıyor, arkadaki siyasetin masum insanlara dokunan kirli yanlarını gözler önüne seriyor. O günlerin "sır"larını günümüze taşıyarak ikinci kuşağa çözdürürken, okuyanı derinden sarsan bir hikâye anlatıyor.
Eşiktekilerin hikayesini…